Bir kitap düşünün ki içerisinde istediğiniz her bilgi mevcut… işte bu kadar özel ve önemli Bilgelik ve Edebiyat Tanrısı Thoth’un kitabı…. Hem Antik Mısır’ın hayvanlara ve astrolojiye bakışını öğrenmemiz açısından hem de ideolojik açıdan da oldukça büyük bir önem arzetmekte bu gizemli kitap…
Bilindiği üzere tanrı Thoth (Djehuty); Mısır Mitolojisinde; bilim, edebiyat, kelam ve Kutsal Kitapların Koruyucu tanrısıdır. İnsanların kutsal öğretmenidir.
Thoth, Antik Mısır geç dönem (MÖ 700-323) yazıtlarında ve “Palermo Taşı” ve “Mezar Yazıtları” gibi Antik Mısırlıların ilk eserlerinde adı geçen, Ra’nın kalbini ve dilini tutan tanrı olarak tanımlanır.
Thoth Kitabı (Toth’un Kitabı) ise Antik Mısır gizemlerini içeren metinlerinin bir koleksiyonu gibidir. Varlığı ilk kez on sekizinci yüzyılın sonlarında Paris’te deşifre edilen Turis papirüsü sayesinde anlaşılmıştır. Kitabın İçerisinde hayvanlarla iletişimi sağlayan büyülerden, evrenin sırlarına kadar pek çok bilgi barındırdığı anlaşılmaktadır. Kitap, Thoth ve bir öğrencisinin arasındaki diyaloglardan oluşmaktır. Kitapta diyaloglarına yer verilen bir başka isim Tanrı ise Osiris’tir.
Osiris; Yeraltı dünyasının hakimi, Ölümsüz yaşam için diriliş ve kuralların koruyucu tanrısıdır….
Kitabın bir uyarlamasında orijinal yazıtların bulunduğu yere dair ipucuları veriliyor:
“Kitap nehrin ortasında Koptos‘da.
Nehrin ortasında bir demir kutu var,
Demir kutunun içinde bir bronz kutu var,
Bronz kutuda da bir ahşap kutu,
Ahşap kutuda fildişi ve abanozdan yapılmış bir kutu daha var,
Fildişi ve abanoz kutusunda ise gümüş bir kutu var,
Gümüş kutuda da bir altın kutu,
Altın kutunun içinde ise Thoth Kitabı var.
Büyük demir kutu etrafında yılanlar ve akrepler var. Bu yılanlar ve akrepler kimseyi öldürmediler sadece Thoth’un kitabını korumak için oradalar.”
Yazıtlarda, nehir ile kastedilen tahmin edeceğiniz üzere, Mısır topraklarına hala kaynak sağlayan Nil Nehri. Kitabın aslında Kaptos bölgesi yakınlarında, Nil Nehri’nin derinliklerinde bir dizi kutu içinde saklandığı söyleniyor.
Efsanelere göre eski Mısır prenslerinden Neferkaptah, bu kitaba ulaşmaya çalıştı ve onu bulunduğu kutulardan yılanlarla mücadele ederek çıkartmayı başardı. Ancak yaptığı hırsızlıktan dolayı tanrılar, eşi Ahwere ve oğlu Merib’i öldürdüler. Neferkaptah ise acılarına katlanamayarak intihar etti.
Kuşaklar sonra kitapla gömülen Neferkaptah’ın mezarına birisi ulaşıp kitabı oradan aldı. Setne Khamwas adlı bu Mısırlı, kitabı korumaya çalışan Neferkaptah’ın ruhuna karşı mücadele verdi ve başarılı oldu. Setne sonralarda, çocuğunu öldüren ve firavunun önünde kendinin küçük düşüren güzel bir kadınla tanıştı.
Zamanla Setne, tüm gördüklerinin ve yaşadığı acıların aslında Neferkaptah tarafından yapılan bir illüzyon olduğunu keşfetti ve daha fazla cezalandırılma korkusuyla kitabı Neferkaptah’ın mezarına geri bıraktı. Sonra Neferkaptah Setne’den bir istekte bulundu ve Setne, kendisini ve oğlunu eşinin yanına gömdü.
Thoth’un Kitabı’nın 20.000 ila 36.525 cilt kaleme alındığı iddia edilmektedir. Mısır tarihi boyunca, farklı kişilerce değişik versiyonlarının yazıldığı bilinmektedir.
Günümüzde Toth Kitabı’na ait olduğu söylenen çeşitli papirüs parçaları; Berlin, Paris, Viyana, Floransa, Kopenhag ve New Haven’da bulunuyorlar. Kitabın içeriğini okuyan kişinin Dünya, denizler, hava ve gök cisimleriyle ilgili sırları çözmek için güçler kazandığı efsanesi hala gizemini koruyor.
Aynı zamanda hayvanların dilini çözme, zihinler arası yolculuk yapma ve ölülerle iletişim kurma gibi yetiler kazandırdığı söyleniyor. Elde edinilen diğer bilgilere göre Yunan mitolojisindeki bilgi tanrısı Hermes ile Thoth’un birçok ortak noktası var. Hatta çoğu akademisyen bu iki mitolojik kahramanın aslında aynı kişi olduğunu ve sadece kültür farklılıklarından dolayı farklı isimlendirildiğini savunuyorlar.
Thoth’un Kitabı’ndan günümüze ulaşan bir papirüs parçasında Mısır Mitolojisinin kozmik anlayışına dair izler bulunmaktadır.
İşte o metin:
Thoth, “Bana İlâhi oluşumun işleyişini ve insanların bu dünyaya geliş ve gidiş serüvenlerini göster?” dileğinde bulunanca Osiris ona gözlerini kapatıp arkasına yaslanmasını söyler.
Thoth kendisini uzay boşluğunda göktaşı süzülürken bulur. Gittikçe ağırlaşır, hızlanır, karanlık bir tünelden geçerek, yere düşer. Vücudu kurşun gibi ağırlamış, hareket etmekte güçlük çeker hale gelmiştir…
Gece vakti bir dağın zirvesindedir, Dünya, karanlık ve çıplak olarak gözlerinin önündedir. Gökyüzünden Osiris ona, “Gözlerini yukarıya kaldır da bak!” diye seslenir.
Gözlerini kaldırdığında, içiçe sıralanmış ışıklı yedi kubbe görür. Kubbeler yeryüzünü Doğu’dan Batı’ya kadar tamamen kaplamıştır. En üstekinin üzerinde Samanyolu bir kemer gibi uzanmaktadır. Her biri şeffaf kristali andıran, içleri pırıl pırıl ışıklarla dolu yedi kubbe tüm heybetiyle üstünde durmaktadır. Her kubbede, gezegene benzeyen , farklı renkti bir ışık topu dolaşmaktadır. Her ışık topuna, farklı görünümlerde melekler eşlik etmektedi. Melekler ışık toplarının yanından ayrılmamakta, onları gözetip kollamaktadırlar.
Manzarayı hayranlıkla ama anlamsızca seyreden Thoth, Osiris’in “Seyret, dinle ve anla” sözleriyle kendine gelir.
Osiris, Her türlü yaşama imkan veren şu yedi kubbeye bak. Bunlar hiyerarşik düzende sıralanmış göğün yedi katıdır. Ruhların aşağıya inip sonra tekrar yukarıya tırmanışı bu kubbeler sayesinde gerçekleşir. Her birinin içinde yer alan Yedi Melek, İlahi Kelam’ın Yedi Işınıdır. Her biri ruhların varoluşunun bir yönüne kumanda etmektedir.
1. Kat Meleği (Ay Meleği)
(Endişeli endişeli tebessüm etmektedir. Başında gümüş orak şekilli taç vardır) Doğum ve ölüm süreçlerini kontrol eder…
2. Kat Meleği (Merkür Meleği)
Bilgelik sembolü sihirli asasıyla aşağı inen ve yukarı çıkan ruhlara yol gösterir…
3. Kat Meleği (Venüs Meleği)
Elindeki aynaya bakanlara iç dünyalarının karanlık ve aydınlığını gösterir.
4. Kat Meleği (Güneş Meleği )
Elindeki meşaleyle; ahengi sağlar, dünyayı aydınlatır; güzelliği ve saflığı korur.
5. Kat Meleği (Mars Meleği)
Elinde kılıçla melek evrensel adaleti sağlar. İnsanlara ne ekerse onları biçeceklerini gösterir.
6. Kat Meleği (Jüpiter Meleği)
Yüce Kudret Asası ile Gök Mavisi küresindeki tahtında oturarak insanlara İlahi Zeka’nın önemini anlatır.
7. Kat Meleği (Satürn Meleği)
Bilgelik Küresi’ni taşır ve insanlara disiplinin önemini algılatır.
Thoth, “Tamam, görünen ve görünmeyen alemleri içeren yedi kubbeyi anladım. Kubbeleri koruyan ve gözeten ‘Tanrı’nın Işığının tezahürü Yedi Meleği de anlıyorum. Fakat, insanların bu kubbeler arasında nasıl seyahat ettiklerini anlayamadım” der.
Osiris izah eder: “Samanyolundan yedinci küreye düşen ışıltılı tohumları görüyor musun? Onlar ruhlar. Buhar şeklinde Satürn’ün kubbesine gelinceye kadar kaygıdan ve tasadan uzak, mutludurlar ama bunun farkında değillerdir. Kubbelerden aşağı indikçe, bedenleşir ve ağırlaşılar. Bedenleri şekillendikçe, ışıltılarını kaybederler. Bu içine girdikleri halin doğurduğu mecburiyettir. Saf ve ışıltılı halleri ile düştükleri ortamda barınamazlar. Bedenlere girdikçe, ilahi hali taşıyan niteliklerini kaybederler. Dünyaya indiklerinde maddeye daha da bağımlı bedenler içinde yaşamaya çalışırlar. Maddeleşmenin verdiği zevklerle sarhoş olan ruhlar, ihtiyaçlarının peşinde koşmak zorundadırlar. Bedenler için; şehvet ve hazlar, yaşamın ana gayesi gibi görünür. Beden içinde yaşarken o ruhlar da, İlahi Hallerini unuturlar. Sadece ruhun ilahi bir parça olduğunu fark eden inisiyeler kendilerini bu halden kurtarmaya çalışır. Ve ruhları huzur bulur. İnsan ruhu huzur bulmak için beden mahkumiyetinden kurtulmalıdır”
Thot: “Ruhlar maddenin esaretindeyken, neden kurtulmaya çalışmaz ki?”
Osiris: “Çünkü ruhunun esir olduğunu fark edemeyecek kadar körleşirler”
Thoth: “Peki, kendilerini bu halden kurtaramazlarsa ne olur” diye sorar. Bunun üzerine Osiris, Thoth’u simsiyah bir bulutun üzerine gönderir. Thoth, deminki ışıltılı ve görkemli iç rahatlatan manzaranın ardından, oldukça kasvetli manzaralarla kaşılaşır. Vahşi hayvanları andıran insanların, onlardan daha vahşi görünümlü yaratıklar tarafından parçalanışını seyretmektedir.
Osiris, “İşte, beden esaretinden kurtulamayan ruhların kaderi budur… Onların ıstırapları ancak, tamamen şuurlarını kaybetmeleriyle sona erebilir… Ama beden esararetinden ruhlarını kurtarabilenler, tekrar göğe, 7 kubbenin üstüne çıkabilir”
Thoth: “Nasıl?”
Osiris, Thoth’a bu kez, ruhların tekrar yukarıya çıkış sürecini gösterir ve anlatır.
Thoth ve Osiris
“Birinci kubbeye doğru tırmanmaya çalışan ruh topluluğunun bir kısmı yorgunluğa teslim olarak, bunu başaramayıp, fırtınada savrulmuş kuşlar gibi tekrar dünyaya düşer. Bir kısmı ise daha üst kubbelere ulaşmak için daha çok yorulmayı göze alır ve çaba sarf eder. Çaba sarf edenler, sırayla üst kubbelere tırmanmayı başarırlar. Tırmandıkları kubbeler arttıkça, bedenerinin ağırlıkları azalır ve ruhları ışıldamaya başlar. 7. Kubbeyi aşmayı başaranlar tamamen özgürleşir. Şu anda ördüklerin , insanlık tarihinin binlerce yıllık macerasının özetidir. Süreç devam etmektedir. Bu yol, inenler ve çıkanlarla doludur. Şunu asla unutma; yere inmiş olanlar, kurtulmak için yeniden göğe çıkmak zorundadır. Bu kaderdir.
Thoth “Bu geri dönüşü daha kolay başarabilmek için ne yapmalıyım?“
Osiris “Ağrılıklarından kurtulman gerekir. Bedenin yükünü hafifleştirmeye bak. Yedi kubbeyi tırmanıp bedenlerinden kurtularak, yeniden ilahi öze dönüşen ruhların mutluluğunu hatırla. Onları takip etmen yeter. Yedi kubbedeki meleklerin ne öğütlediğini hatırla ve onlara sahip olmaya çalış: Bilgeli, Aşk, Adalet, Güzellik, Erdem, Hikmet ve Ölümsüzlük….
Kaynak:
ANA SAYFA
http://www.mistikalem.com/mitoloji/thotun-kitabina-gore-7-kat-gok-ve-ruhlarin-yolculugu-haberi-13602